Kayıtlar

Mayıs, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evden çalışmak

Resim
Internet üzerinde iş yapmak 1999 sonlarında o kadar çekiciydi ki bir çoğunuz o zamanlar girişimciliğiniz üzerine kahve muhabbetlerinde, öğle yemeğinde veya asansörlerde bu sohbeti belki yapmışsınızdır veya kulak misafiri olmuşsunuzdur. - Eee ne diyorsun bu fikire? Internet üzerinden bunu yapabiliriz - Evet gerçekten çok ilginç. Yapalım ama nasıl? - Bir site kurmamız lazım. Bu iş tutarsa, bankacılığı da bırakır şirkete geçeriz. - Tutmazsa işe devam ederiz. Yani riske girmeyiz. - İşte bir isim bulalım - Ne zaman açıyoruz, sitenin adını düşünelim o zaman Gazetelerde, dergilerde, kitaplarda yer alan başarılı yabancı şirketlerinin hikayelerini okuyup siz de kendi işinizi kurmayı düşündünüz mü? İnternet üzerinde çalışacağını düşündüğünüz bir fikriniz var mı? Peki nasıl başlayacağınızı neler yapacağınızı biliyor musunuz? Yurtdışında yaşanan başarı öykülerini bire bir Türkiye şartlarına oturtmak o kadar zor ki, hayalini kurmak bile bazen imkansız hale geliyor. Bir kere biz de evlerin garajl

Türkiye’de Internet Kullanıcılarının Kişiselleştirme Haritaları

Resim
“Kişiselleştirme” hikayesini daha önce mutlaka duymuşsunuzdur. Internet’in hayatımıza hızla kattığı bir kavram “kişiselleştirme”. Son 5 yıldır sürekli bundan bahsediyoruz. Durup ne kadar kullanılıyor ve bize neler kazandırıyor diye düşündünüz mü? “Kişiselleştirme” bize internet zamanında çok şeyler kazandıracaktı. Bize özel reklamlar, hizmetler, ürünler ve daha birçoğu bu sihirli kavram ile gelecekti. Peki gerçekten bu kadar büyülü bir etki yaptı mı? Neler kişiselleştiriliyor? Ne kadar kişiselleştiriliyor? Ve tabi tüm bunların sonuçları neler oluyor? Şimdiye kadar bu konu üzerine yurtdışında epey bir araştırma yapılmış Kişiselleştirme ve müşteri memnuniyeti hakkında positif ilişkiler bulunmuş. Ancak kişiselleştirme konusunda hala bazı soru işaretleri yok değil. Türkiye’deki internet kullanıcıları ile yapılmış ve yakın bir zamanda Sorbonne Üniversite’sinde Master projesi olarak sunulacak tez bize çok ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Kişiselleştirme ve demografik özellikleri kıyaslıyan

Şimdi başlayın.

Bir insan kendini adadığında ilahi taktir de o yönde hareket edecektir Tüm olaylar diğer bir olayı desteklemek için oluşur ve aksi taktirde hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Bir akarsu boyunca oluşan tüm olaylar sadece bir karardan doğar. Hiçbir insanın hayal edemeyeceği tüm umulmadık durumlar, oluşumlar ve maddi destek bu şekilde elde edilebilir. Elinizden geleni ve hayal edebileceğiniz herşeyi yapmaya hemen başlayın. Cesaret; deha, güç ve büyüyü de içinde saklar. Şimdi başlayın. Goethe
Resim
Eğer yenildiğini sanıyorsan yenilmişsindir Girişmeye cesaretin yoksa girişemezsin Başarmak ister ama başaramayacağını sanırsan, hiç şüphen olmasın, başaramazsın Harpte muhabereleri kazananlar, her zaman daha güçlüler veya daha hızlı koşanlar değildir Er veya geç, başarmış bir kimse başaracağına inanmış bir insandır. Anonim

Damlayan su taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Latin Atasözü

Resim
Evden çalışma denilince bir çoğumuzun aklına şu anda çalıştıkları işten ayrılarak evden, internet üzerinden yurtiçine, yurtdışına birşeyler satmak geliyor olabilir. Yabancı dergilerde evden çalışanlar konusunda o kadar çok yazı yazıldı ki bizlerin etkilenmemesi ve merak etmemesi düşünülemez. Evden çalışma denilince aklımıza gelen diğer kavram ise yeni kuracağımız işin başlangınç noktasının ofis kurmak yerine ev olması geliyor. Yani güzel bir fikrimiz var ama yeni bir şirket kurup, ofis tutup yüksek masrafları ilk başta karşılayamacağımızı düşünüyorsak evden çalışmaya başlar büyürse ofise geçeriz fikri de bir çok girişimcide hakim olabilir. Bunun yanı sıra bir de kurumlarda çalışanların iş yerlerine gitmeden evlerinden günlük işlerini yürütmeleri de evden çalışma içine giriyor. Burada garajlarımızın olmaması sebebiyle girişimcilerin ilk aşamada evlerinden nasıl bir işe nasıl başlayabileceklerini ve bu fikiri nasıl başarılı hale getirebilecekleri anlatacağız. Yakın arkadaşım Kerim’in eşi

Küçük bir fikrin arkasındaki aktivite, bir dahinin uygulanmayan planından daha üretkendir. James A. Worsham

Resim
Yeşim hanım bir doktor arkadaşıyla “çalışmak istiyorum iş bulamıyorum” diye konuşurken, arkadaşı “bir bebek sitesi yapar mısın?” diye sorar. O da “neden olmasın” der. Uzun bir süre ansiklopediler, kitap ve dergiler, sağlık kurumlarının ve doktorların internet siteleri, sağlık sitelerinden bilgileri toplar. Siteyi hazırlamaya gelince iş kolay değildir. İTÜ tasarım kursuna gitmiştir ama internet sitesi tasarımında kullanılan Dreamweaver adlı program hakkında hiç birşey öğrenememiştir. Diğer bir program olan Frontpage' de deneye yanıla sabahlara kadar çalışarak sayfayı oluşturmayı başarır. Site 29 Ocak 2002 de bebekvehayat.com ismi ile dünyaya gelir. Internet üzerinde tanıtım yapmak siteyi duyurmak en zor aşamadır. Üye olduğu Haber.gen.tr' ye internet siteleri bölümünde yayınlanması için eposta yollar, haber.gen.tr' nin her gün gelen epostası siteler bölümüne baktığımda harika bir yazıyı görür. "Dünyaya ilk adımını atan miniklerin bir elinden anneleri bir elinden de "

Birçok insan hiç başarısızlığa uğramaz çünkü hiç denemez. Norman MacEwan

Resim
Florence Chadwick önüne baktığı zaman kesintisiz bir sisten başka birşey göremiyordu. Tüm vücudu uyuşmuştu. Yaklaşık onaltı saatir yüzüyordu. İngiltere kanalını iki yönden de geçen ilk kadın da zaten oydu. 34 yaşında şimdi, hedefi Catalina Adasından Kaliforniya sahillerine yüzen ilk kadın olmaktı. 1952 yılının 4 Temmuzunda, deniz buz banyosu kadar soğuk ve sis o kadar yoğundu ki ona destek verecek tekneleri bile zor olarak görüyordu. Sadece tüfek atışları ile uzaklaştırılabilecek olan köpek balıkları onun yalnız yüzen vücuduna doğru deniz gezintisine çıkmışlardı bile. Televizyonda milyonlar onu seyrederken, saatler ilerledikçe bedenini denizin soğukluğu sıkıca sarıyor, oda soğuka karşı amansız bir mücadele veriyordu. Yanında giden teknelerden birinde olan annesi ve çalıştırıcısı ona sürekli cesaret veriyorlardı. Ona daha kıyının daha uzaka olmadığını anlatıyorlardı. Fakat onun yüzerken gördüğü sadece sisti. Annesi ve çalıştırcısı ona bırakmaması için ısrar ediyorlardı. Şimdiye kadar h

Onların peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir. Walt Disney

Resim
Günlerden bir gün, kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar. Ve yarış başlamış. Gerçekte, seyirciler arasında hiçbiri, yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: - Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar! Yarışmaya başlayan kurbağalar, kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi, inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırıyorlarmış: - Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar! Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa, büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa, ona yaklaşmış ve sormuş bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki, kuleye çikan kurbağa sağırmış! Olums
Resim
Internet üzerinde iş yapmak 1999 ve 2000’de o kadar çekici idi ki bir çoğunuz o zamanlar girişimciliğiniz üzerine kahve odalarında, öğle yemeğinde veya asansörlerde bu sohbeti muhakkak yapmışsınızdır veya kulak misafiri olmuşsunuzdur. - Eee ne diyorsun bu fikire? Internet üzerinden bunu yapabiliriz - Evet gerçekten çok ilginç. Yapalım ama nasıl? - Kurarız hemen bir site çalışırsa bu bankacılığı da bırakır şirkete geçeriz. - İşte bir “şirket” tamam hadi... - Ne zaman açıyoruz, sitenin adı ne olacak? Gazetelerde, dergilerde, kitaplarda yer alan başarılı Amerikan şirketlerinin hikayelerini okuyup siz de kendi işinizi kurmayı düşündünüz mü? İnternet üzerinde çalışacağını düşündüğünüz bir fikriniz var mı? Peki nasıl başlayacağınızı neler yapacağınızı biliyor musunuz? Yurtdışında yaşanan başarı öykülerini bire bir Türkiye’nin şartlarına oturtmak o kadar zor ki, hayalini kurmak bile imkansız hale geliyor. Internet üzerinde bir iş yapacaksınız. Çok kolay gözüküyor değil mi? Bir site açınca işi

Müşteri elde etmek için ne yapmak lazım?

Resim
Müşteri elde etmek için hangi aşamalar var ve bir reklam verdiğinizde size kaç kişi dönecek diye düşündünüz mü? 1.Pazarlama iletişimi 2.Arama motoru kullanma 3.Reklam gösterimi, doğrudan eposta pazarlama 4.Web sayfasına gelme 5.İlgili sayfayı görüntüleme, çekicilik, sayfa tasarımı 6.Müşteriyi kazanma, 7.Gelecekte müşteriyi bağlılı müşteriye çevirme Tüm bu adımları geçen ziyaretçiler müşteri belki sadık müşteri olabilirler ancak bunun her şirket için belli bir maliyeti vardır. 100.000 reklam gösterimi yapıldığında ortalama 1.000 tıklama veya tekil ziyaretçi sitenizi ziyaret eder, (bu %1 lik bir tıklama oranıdır) bu ziyaretçilerin ortalama olarak % 5 ‘i alışveriş yapar, 50 kişi satın alır, ve 50 kişinin % 25’i sadık müşteri olabilir ki bu da 12 kişiyi müşteri yaptığınız anlamına gelir. Tüm bu oranlar ortalamalardır. Bir şirketin pazarlama iletişimi veya sunduğu katma değeri bu oranları değiştirebilir ancak aşamalar aynıdır. Tüm bu istatistiksel veriler ışında ikinci noktadaki ana fikri u

İlk e-kitapçı hangisidir?

Resim
Türkiye'de internet kullanıcı sayısı hakkında birçok rakam etrafta dönüp durur, sizler için şimdiye kadar yapılan araştırmaları derleyip gelişimi bir grafiğe döktüm. Şu anda tahmini olarak 6-6,5 milyon kişinin Türkiye'de internete eriştiğini söylemek mümkün. Unutulmaması gereken nokta bu kitlenin hepsinin düzenli kullanıcı olmadığıdır. 6-6,5 milyon kişi rakamına ulaşılan geçen seneki DİE araştırmasındaki soru "En son ne zaman İnternet kullandınız?" ve cevaplarda 1: Son üç ay içinde 2: Üç ay ile bir yıl arasında 3: Bir yıldan çok oldu 4: Hiç kullanmadı veriliyor dolayısı ile sürekli kullanıcıları çıkarmak için mutlaka "son üç ay içinde" kullananlardan haftada 2-3 defa girenleri ortaya çıkarmak gerekiyor. Grafikte yer alan tahminler benim kendi tahminlerim ve hesaplamalarım üzerine kurulduğunu unutmamakta fayda var. Bu analiz size çalışmakta olduğunuz internet pazarının büyüklüğünü gösteriyor. DİE'nin "Hanehalkı Bilişim Teknolojileri" araştırmas

Neler uygun, ne kadar uygun?

Resim
Internet üzerinde bir elektronik mağaza açmayı düşünüyorsunuz peki hangi sektörde çalışacaksınız? Satmayı düşündüğünüz ürünler internete uygun mu? Yukardaki grafik size bunu özetleyecektir. X eksende lojistik ihtiyacı düşükten yükseğe göre, Y ekseninde de tavsiye ihtiyacı sıralanmıştır. Örnek olarak “yiyecek” satmayı düşündüğünüzü varsayalım. Yiyeceklerin hızlı bozulması ve çok kısa sürede taşınması zorunluluğu sebebiyle lojistik ihtiyacı nisbi olarak yüksektir. Bunun yanı sıra herhangi bir şey yemek için arkadaşlarınıza veya tanıdıklarınıza danışma ihtiyacınız daha düşüktür. Buzdolabı satın alırken danıştığınız kadar yemek yerken danışmazsınız.. Y ekseni de gösterilen ürünlerin birbirleri arasındaki danışma ihtiyacını ortaya koyar. Bu grafik bize elektronik ticarete uygunuluğu gösterir. Ancak unutulmamalıdır ki buradaki tüm ürünler internet üzerinden satılabilir. Kahverengi ve beyaz eşya üreticilerinin kurmuş oldukları dağırım ağları olduğu için bu dükkanları bir lojistik merkezi gib

Piyasa ilişkisine göre sınıflandırma

Resim
Şimdi elektronik ticaret sitelerine baktığımızda hangi gruba girdiğini kendimiz anlayabiliriz. Aklımızdaki fikrin nereye daha yakın olduğunu düşünebiliriz. İş modellerini diğer bir şekilde sınıflardırmak istersek. Piyasa ilişkisine göre elektronik ticaret çeşitlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Piyasa ilişkisine göre sınıflandırma 1. Şirketlerden – tüketicilere (Business-to-Consumer (B2C)) 2. Şirketlerden – şirketlere (Business-to-Business (B2B)) 3. Tüketicilerden – tüketicilere (Consumer-to-Consumer (C2C)) B2C’ye örnek vermek istersek Amazon.com, hepsiburada.com, estore.com.tr uygun internet şirketleri olabilirler. Bu arada amazon.com artık sadece B2C konusunda değil diğer gruplarda da hizmet vermekte. B2B sınıfında ise alibaba.com, turkticaret.net, chemorbis gibi internet siteleri örnek teşkil edebilirler. C2C yani müşterilerin birbirleri ile yapmış oldukları ticaret uygulamaları açık arttırma siteleri, ilan siteleri olarak karşımıza çıkabilir. B2C sınıfında tüm dünyadaki ticareti

İş Modellerine Devam

Resim
Bir araya getirenler üreticilerden aldıkları hizmetleri veya ürünleri sitelerinde birleştirerek müşterilerine dunarlar. Dikkat edilecek olursa pazar yeri platforumundan farklı olarak şirketler satıcılar ile alıcıların arasına girmektedirler. Örnekler, hepsiburada.com, amazon.com olabilir. Hepsiburada tüm tedarikçilerinden aldığı, stokladığı, almadığı veya stoklamadığı ürünleri sitesinde müşterilerine sunar. “Değer zinciri” modelinin birleştirici modelinden farklı yönü aradaki şirketler daha fazla katma değer koyarlar. Dell bir diz üstü bilgisayarı üretmek için bir çok parçayı üreticilerden alır ve üzerine kendi süreçlerinden ortaya çıkan katma değeride ekleyerek tüketicilere sunarlar. “Birleşmeler ve ittifakalar bize internetin getirdiği yeni modellerden bir tanesidir. Hem tüketici hem üretici olabileceğiniz hizmet ve ürünler olabilir. Forumlar bunlara en güzel örnektir. Forumlara hem fikirlerinizi yazarsınız hem de diğer katılımcıların fikirlerini okursunuz. Her tüketirsizniz hem de ü

İş Modelleri

Resim
Daha önce bahsettiğimiz kahve altındaki peçeteye çizdiğiniz modelleri hatırlıyorsunuz değil mi? Her fikir basit bir grafik olarak çizilirse bütün sorun noktalar görülebilceği gibi gelir modelinizi de kolaylıkla ortaya koyabilirsiniz. Şimdi bu modelleri 5 ana kısıma ayıralım 1. Pazar yerleri 2. Bir araya getirenler 3. Değer zincileri 4. Birleşmeler, ittifaklar 5. Dağıtıcı ağlar Alıcılar ile satıcıları bir platform’da buluşturan modelleri bu başlık altında incelemek mümkündür. Akla gelecek en kolay örnekler gittigidiyor.com, ebay.com olacaktır. “Google.com/answers” modeli’de bu pazaryeri’ne örnek olabilecektir. (Google cevaplama servisi isteyenlerin soru sorduğu ve internetteki uzmanların bu sorulara belli bir ücret karşılığında para verdiği bir sistem) Bir araya getirenler üreticilerden aldıkları hizmetleri veya ürünleri sitelerinde birleştirerek müşterilerine dunarlar. Dikkat edilecek olursa pazar yeri platforumundan farklı olarak şirketler satıcılar ile alıcıların arasına girmektedirl

E-ticaret ve e-iş modellerine giriş

Resim
Konuya geçmeden önce terimler üzerinde mutabık kalmak üzere iş modeli, iş planı e-ticaret iş modelini ve diğer kavramları sırasıyla açıklamak istiyorum. Daha sonra kendi aranızda konuştuğunuzda veya bu işler ile ilgilenen girişimcilerle karşılaştığınızda aranızda bir fark olmasın. Eğer internet üzerinde hayır işi yapmıyorsanız iş modeliniz belli bir pazarda kar etme amacı ile tasarlanmış planlı bir faaliyet setini anlatır. İş planı ise şirketinizin iş modelini anlatan dokümandır. E-ticaret iş modeli ise internet’in eşsiz özelliklerini sonuç almak için kullanmayı ve kaldıraç etkisi yaratmayı amaçlar. Kaldıraç etkisi nedir diye soruyor olabilirsiniz, hemen onuda açıklığa kavuşturalım. Kaldıraç etkisi çok az bir kuvvet ile yapabileceğinizden fazla bir işi gerçekleştirmektir. Örnekle destekeliyelim; bir bakkal dükkanı açacak olursanız bir günde en fazla 500 müşteriye hizmet edebilirken, internet üzerinde aynı sayıda kişiye bir dakikada servis verebilirsiniz. Diğer kavramlara geçmeden e-tic

Birinci ve ikinci dalga’da yüzmek

Resim
Internet’in gelişimini üç ana bölüme ayıracak olursak ilk dönemde 1961- 1974 yıllarını buluş, 1975-1995 arasını kurumsallaşma ve 1995 sonrasını ticarileşme olarak görebiliriz. Aslına bakacak olursanız tüketicilerin interneti keşfetmesi 1995 sonrasında oluyor. Ticarileşme ile birlikte elektronik ticaretinde macerası da başlıyor. 1995 yılında internet nüfusu 20 milyon civarında iken bugün bu rakam 1.3 milyara ulaşmış durumda. Yaklaşık 10 yıl içinde bu gelişme ticari olarak tüm şirketlerin de interneti zorunlu olarak kullanmasını doğurdu. Şirketlerin yanı sıra yeni çalışma yöntemleri ile internet değişime yol açan bir dönüm noktası oldu. Birinci ve ikinci dalga’da yüzmek Elektronik ticaret başladığından bu yana iki ana döneme ayrılıyor. İlk dönem 1995’te başlayıp 2000’li yıllarda sonlanıyor. Internetin ticarileşmesinin de 1995 yılında başladığını kabul edersek ilk dönem Amerika’da Nasdaq borsasındaki nokta.com balonunun patlaması ile birlikte bitiyor. Bu yıla kadar borsaya arz edilen inte

80 yaşında pişman olacak mısınız?

Resim
Robert Spector’un Amazon'nun kurucusu Jeff Bezos’un hayatınını anlattığı kitabında bahsettiği üzere 1994 yılında Bezos New York'taki işinden ayrılıp Seattle'a doğru yolculuğa çıkmadan önce "asgari pişmanlık çerçevesi" deyimini buldu. Ne düşündü biliyor musunuz? "Seksen yaşıma geldiğimde 1994'te yıl ortasındaki Wall Street ikramiyemden vazgeçtiğim için hiç bir şekilde pişman olmayacağımı biliyordum. Bunu hatırlamayacaktım bile. Ama, internet denen, inandığım bu şeye katılmadığım için çok pişman olabileceğimi düşünüyordum." dedi içinden. Aradan 10 yıla yakın bir süre geçti. Aslında internet şirketlerinin ardı ardına batmaları, birçok girişimci için ümit yıkıcı oldu. Eskisi kadar rağbet görmüyor bu fikirler diyebilirsiniz. Peki siz seksen yaşınıza geldiğinizde internette girişim yapmadığınız için pişman olacak mısınız?

Yapay zeka

Resim
Ford ilk otomobili yaptığında tek renk olarak siyah üretirken zamanla yeni üretim hattı teknolojileri farklı renkte üretimlere imkan vermiştir. 1900’lerin ikinci yarısında modüler üretim teknikleri kullanılarak hızlı olarak pazar şartlarına ve tüketicilerin değişen ihtiyaçlarına cevap verilmeye başlanmıştır. 1990’ların ikinci yarısından itibaren ticarileşen internet teknolojileri bir çok hizmetin kişisel olarak verilmesine imkan vermiştir. Müşterilerin pazarlamadaki bölümlere ayrılması, demografik özelliklerine uygun pazarlama kapmanyalarının yapılması ve buna bağlı yönetim usülleri hızla yerini kişilere özel hizmet, ürün ve pazarlama kampanyalarına bırakmaktadır. Internet üzerinde başlayan kişisel yığın üretim önümüzdeki onyıllarda fiziksel üretimi de etkileyecektir. Artık gazeteler kişilere özel olarak dijital kağıtlara indirilebilecek, her müşteriye özel haberlerin yanı sıra özel yorumlar ve başlıklar atılabilecektir. Yapay zeka teknolojileri kişisel hizmetleri daha da etkileyebilec

Faks etkisi

Resim
Tüm olan bu gelişmeyi bir göletten çağlayana doğru akan bir ırmak örneğine benzetebiliriz. İlk dönemde durağan suda yaşamak tarım toplumuna benzer iken ırmağın ivmesi yatağında yavaş yavaş artmaya başlar ancak hız bir önceki ile kıyaslandığında çok yüksek gözükmeyebilir. İvme zamanla daha da artar. Geldiğimiz noktaya baktığımızda gölün durağanlından eser kalmamıştır. Dolayısı ile eğer bir kayığın içinde isek hareket etmek için küreklere durgun suda olduğu gibi çekemeyiz. Metodumuzu değiştirmemiz şarttır yoksa istediğimiz yöne doğru hareket etmek imkansızdır. Veri’nin, enformasyonun ve bununla bağlantılı olarak bilginin değişim hızının çok hızlı artması tarım çağıdan sanayi dönemine geçerken olduğu gibi bir çok adacık bilgisini birbiri ile bağlamıştır. Bu şekilde ağa katılan her yeni bilginin katma değeri bir öncekinden daha fazla olmuştur ve toplam ağın değeri hızla artmıştır. İlk faks keşfedildiğinde karşınızda iletinizi göndereceğiniz birisi olmadığı için aslında faks cihazının hiç

Bilgi ve atın hızı

Resim
İnsanlara daha rahat hareket imkanın sağlanması sadece turistilik gezileri arttırmadı. Bilginin dolaşımı da at ve insandan daha hızlı hareket etmeye başladı. Gazeteler kitaplar daha yoğun bir şekilde ülkeler arasında değişime sebep oldu. Araçların hızının artması beraberinde bilginin toplamdaki değerini arttırdı. Daha önce birbirlerinden ayrı duran bilgi adacıkları birbirleri ile daha çabuk olarak etkileşebiliyorlardı. 1900’lerin ikinci yarısında bu hızlı gelişim daha da gelişti. Üstün sanayi devrimini yaşayan ülkelerdeki bir çok buluş hızın geometrik olarak artmasını sağladı. Araçların gelişimi hem yaşantımızı hızla etkiledi hem de tüm üretim metodlarının değişmesine neden oldu. Tarım ve sanayi çağının ilk dönemlerinden kalma bir çok yönetim usülü yerlerini hızla yenilerine bırakmaya başladırlar. Bu değişime uyum sağlamak bir çok firma için zor oldu. Bu kabuk değişimini bir çoğu fark edemedi. Eski yönetim usülleri ile değişen hıza ayak uydurmak mümkün değildi. Artık bilginin har